top of page

Ruh ritim tutmazsa, beden hep detone…

  • Yazarın fotoğrafı: Ulviye Yaşar
    Ulviye Yaşar
  • 4 Tem
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 3 gün önce

ree

“Var olmak değişmektir. Değişmek, olgunlaşmaktır. Olgunlaşmak da kendini durmadan yaratmaktır.” diyordu Fransız filozof Henri-Louis Bergson. Bu sözü içselleştirmeye başladığımda, ruhumun aradığım ritmi tutmaya başladığını ve dolayısıyla da bedenimin detonelikten uzaklaşmaya başladığını fark etmiştim. Değişimin heyecanı, bana iyi gelen şeyleri keşfedebilmek, bana çok iyi gelen şeylere yer açabilmek, yeni bir şeyler yaratabilmek… Tüm bunlar, kendimin yeni bir versiyonunu yaratmakmış meğer. Kendimizin, kendimizce en iyi versiyonuna ulaşmak gibi bir gayemiz varsa, en çok kendimize yönelmemiz gerekiyor. Çünkü biz istedikten sonra, bize ilham olup bizi büyütmeyecek şey yok şu hayatta. Fark ediş hevesimiz olduğu sürece de bu, o kadar mümkün ki bu.


Her zaman dediğim ve demeye de devam edeceğim gibi: İster sanatın bize iyi gelen bir dalı veya tüm dallarıyla, ister felsefeyle, ister hayat deneyimlerine hayran kaldığımız kişilerden kendimize kattıklarımızla, ister gökyüzüne bakmakla —ki tıkanıklık yaşadığımız anlarda ilaçtır bence bu, ister sadece bir durup düşünmekle, ister hayatımızı değiştirmek için ne yapacağımızı bilmediğimiz düşünce sarmalının içinde iyice kaybolarak, ister……………………………………Şimdi de boşluğu beraber dolduralım. Bir durup düşünmeye vaktimiz yoksa, bahane olur hem belki de. Ya da dolduramıyor muyuz? Ağlayalım. “Nasıl yani?” diyebilirsiniz tabii şimdi. Geçtiğimiz aylarda bir yerde mi okudum, bir yerde mi dinledim, şu an tam anımsayamıyorum — not da almamışım — ama şu minvalde bir şeydi: “Bir şeyler değişsin diye ağlamaya başlıyorsan, hiçbir şey yapmasan bile bir şeyler mutlaka değişiyordur.” İlk başta saçma gelmedi değil, yalan yok. Fakat sonra, üzerine düşününce mantıklı olduğuna ve bana ne kadar iyi geldiğine şaşırdım. Çünkü bir şeylerden şikâyet edip ağlamak, bana göre de değişimin eşiğiymiş aslında. Tam olarak öyle hissettiğim, aylar öncesine ait bir zamanda, ruhumun ağladığı bir evrede benden taşan “Hayatımı iyileştirmek istiyorum.” cümlesi rotamı belirlemişti. Bu cümleyi neden kurduğumdan çok, neden buna ihtiyacım olduğunu sorgulamıştım. “Gerçek yaşama dair değinişlere ihtiyacım vardı.” İlk cevabım buydu, evet. Devamı ve detayı da vardı tabii, ama onların benden taşması ise başka bir zamana...


04.07.2025

12.50 – Cunda Adası

 
 
 

Yorumlar


bottom of page