top of page

Salınmak lazımdı.

  • Yazarın fotoğrafı: Ulviye Yaşar
    Ulviye Yaşar
  • 20 Haz
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 18 Ağu

ree

Mis gibi bir yaz anında, çok mutlu olduğum bir yerde ve içimden gelenlerin tam olarak içimden gelerek aktığı şekilde, yeni bir yazıyla merhaba. Bu yazının konusu, plansızlık minvalinde bir şeyler. Burada aylardır değinmek istediklerimden biriydi. Fakat kısa süre öncesine kadar aşırı planlı biri olduğum için, deneyimlemeden yazmayı da tercih etmedim elbette. Çünkü ilk günden beri buradaki her satırın içime sinen şekilde olması, bana lazım olandı. Zamanının bir gün geleceğini tahmin ediyordum ama vakit çıkarımım yoktu tabii ki. Nasıl deneyimledim peki? Hadi gelin, birlikte bakalım.


“Tik attığım her şeyi yaptım.” diyordu Ezgi Hoşcan, yine beni hem mahveden hem sarıp sarmalayan podcastlerinden birinde. Kaydı ilk dinlediğimde, “Keşke şu cümleyi ben de bir gün hayatımın tüm alanları için kurabilsem.” dedim. Fakat sonra üzerine düşününce, bunu aslında hiç de istemediğimi fark ettim. Yaşamın bazı alanları için evet, belki gerekli; ama o kadar. Tik atılan her şey yapılmalı mı? Yaşamanın tadı öyle mi daha güzel çıkar? O zaman mı tüm taşlar yerine oturur? Şahsen cevabım: “Hayır.” Nasıl desem, sanki soyut veya somut bir yaşam listesi yapmak, önüme çıkabilecek bazı hayal bile edemediğim yeniliklere ket vurup, ben dahasına ve benim için en iyisine layık değilim gibi hissettiriyormuş meğer. Şimdilerde ise yaşama dair bir şeyleri planlamamak, liste yapmamak; şiddetle istediğim arzularımdan, hayallerimden, hedeflerimden vazgeçmek değil, aksine bunların daha iyi versiyonlarına daha çok yakınlaşmak için lazım olan bir şey gibi geliyor.


Geçtiğimiz aylarda ziyaret ettiğim İstanbul Modern Müzesi’ndeki Japon sanatçı Chiharu Shiota’nın “Ara bir yerde” olma duygusunu odağına alması, beni son zamanlarda kendine çeken bir başka şeydi. “Ara bir yerde”... Aidiyetimi, mutluluğumu ve hayatımdaki birçok başlığı sorguladığım bir dönemde denk gelişi, müthişti. Bir şey lazımdı bana. Neydi peki o? O sergi, kafamda birçok sorunun şekillenmesine sebep olmuştu. İyi ki de olmuştu. Çünkü yaşamından memnun olsan da bir yerlerde bir eksik veya tanımsızlık hali olabilirdi. Peki bu nasıl fark edilirdi? Sonrasında nasıl değiştirilirdi? Yani planlı yaşamaktan sıkılmak nasıl anlaşılırdı? Kendime istemsizce sorduğum sorulardan biriydi. Karşıma çıkanlar kafamı karıştırmıştı, evet, ama tam beni tatmin eden cevap ise hiç tahmin edemeyeceğim şekilde belirmişti. Aradığım cevap oymuş meğer. Fakat o, şimdilik bende kalsın.


Özetle; ara bir yerde olduğumu hissetmiştim ve bu çok sancılı bir süreçti. Planlı halimin aslında beni en çok yoran şey olduğunu fark etmiş ve plansızlığı deneyimlemeye de yüzde yüz açık değildim. İlk başlarda çok zorlansam da sonrasında, muazzam bir kabulle adeta salınmıştım yaşamın bana getireceklerine sarılabilmek için...


20.06.2025

12.36 – Cunda Adası

 
 
 

Yorumlar


bottom of page